Hukuk devletinde, başta devlet olmak üzere her türlü güç, hukukla sınırlanır. Bu da yargı eliyle gerçekleşir. Hakimler ve mahkemeler yasaları, günlük hayattaki somut durumlara uyarlar; haklı ve haksızı, suçlu ve suçsuzu birbirinden ayırır. Böylece adaletin yerini bulması sağlanır.
Yargının bağımsız çalışabilmesi için her türlü baskı ve etkiden uzak olması gerekir. Bu bağımsızlığı sağlayacak araçlardan biri olan hakimlik teminatı, kanunla güvence altına alınmalı. Böylece hakimler görevlerini, hiçbir korku, çekince ya da baskı altında hissetmeksizin özgürce yerine getirebilmeliler. Yürütme, mahkeme kararlarını değiştirecek ya da etkileyecek kararnameler çıkarmamalı. Hakimlerin mesleğe kabul ve atanma süreçlerinde; görevden alınma, yükseltilme, özlük hakları ya da disiplin işlemlerinde yürütmenin hiçbir etkisi olmamalı.
Yasalar önünde herkes, hiçbir ayrım gözetmeksizin eşittir ve adil yargılanma hakkına sahip olmalı. Yargı, hukuk kurallarını uygularken tarafsız davranmalı; insan haklarının teslim edilmesinde özendirici kararlar vermeli.
Yargının kendisi de hukukun denetimine açık olmalı, yargı görevini yürütenler bunun bilinciyle çalışmalı.